İnsanlığa ev sahipliği yapan dünya oldukça büyük bir gezegen ve biz bu gezegeni tam olarak 7.8 milyar insanla paylaşıyoruz. Tarih boyunca artan ve dönem dönem dramatik düşüşler yaşayan dünya nüfusu; dünümüzü, bugünümüzü ve yarınımızı etkileyen çok sayıda ilginç veriyi bünyesinde barındırıyor. 

Karşınızda, hep birlikte bugünlere getirdiğimiz dünya nüfusuna dair birbirinden ilginç bilgiler! 

Adsız Kopyası

2020’de 82 milyon kişi arttık.

Alman Dünya Nüfusu Vakfı’nın açıkladığı verilere göre 2020 yılında 82,3 milyon artan dünya nüfusu, güncel durumda tam tamına 7 milyar 837 milyon kişiden oluşuyor. Dünyadaki insan sayısı her saniye 2.6 kişi artıyor. Bu hesapla 2023 yılına kadar dünya nüfusunun 8 milyarı aşması bekleniyor. BM verilerine göre doğum ortalaması her kadına 2.4 çocuk gösteriyor, 1960’larda bu sayı 5 çocuktu. Bu oranın 2.1’e düşmesi durumunda dünya nüfusundaki büyümenin duracağına inanılıyor.

Adsız Kopyası

İlk kez dünya nüfusu düşecek.

Şu an 7.8 milyar kişi olan dünya nüfusu yüzyıllar sonra ilk kez düşüşte. The Lancet’te yayınlanan bir araştırmaya göre bu sayının, on yıl içinde 9.7 milyara ulaşması bekleniyor. Nüfusun, 2100’de ise 8.8 milyara düşeceği tahmin ediliyor. Düşük doğum oranı olan ve yaşlanan nüfusu ile bilinen Japonya, Tayland, İtalya, İspanya, Portekiz ve Güney Kore gibi ülkelerin nüfuslarının %50’den fazla azalacağı düşünülüyor. Nüfus artışı denince aklımıza gelen ilk ülke olan Çin’in bile, nüfusta 732 milyonu görmesi bekleniyor.

Adsız Kopyası

En son kara vebada azaldık.

Kara veba olarak da bilinen kara ölüm, insanlık tarihinin en ölümcül salgınıydı. Bu hastalığın, Avrasya ve Kuzey Afrika’da 75 ila 200 milyon kadar insanın ölümüne yol açtığı tahmin ediliyor. Salgın, sadece 14. yüzyılda yaklaşık 200 milyon kişinin ölümüne neden oldu. Kara veba salgını, küresel nüfusun en dramatik düşüşünü beraberinde getirdi. Kara vebanın yanı sıra dünya nüfusunu az da olsa etkileyen bir diğer pandemi İspanyol gribiydi. 1918 ve 1920 yılları arasında görülen İspanyol gribi, yalnızca 18 ayda 50 milyon insanın ölümüne yol açtı.

Adsız Kopyası

Göç, hayatımızın parçası olacak.

Geçmişte göç eden atalara sahip olsak da çok uzun yıllardır yerleşik hayat yaşıyoruz. Öyle ki çoğumuz konfor alanından çıkmak istemediği için kamp bile yapmak istemiyor. Ancak uzmanlara göre 21. yüzyılda dünya nüfusunda yaşanan değişiklikler, insanlık tarihi için devrim olacak ve insan yaşamının biçimi radikal olarak değişecek. Bu değişikliklerden biri de göçe olan bakış açımızda meydana gelecek. Birçok ülke, şimdilerde bile liberal göç politikalarını tercih etmeleri gerektiğini söylüyor. UCL Üniversitesi’nden Profesör İbrahim Abubakar, bu konuyla ilgili şu açıklamaları yapıyor: ‘’Nihayetinde, tahminlerin yarısı doğru olsa bile, göç etmek tüm uluslar için bir seçenek olmaktan çıkıyor ve bir zorunluluk haline geliyor.’’